SOYADINIZ SİZE HAYIRLI OLSUN!

YAZAN : DİLBİRİN BARIŞ BOZKURT

Selehattin Demirtaşın BDP başkanlığından bu güne, gün geçtikçe uzaysal boyutlardaki değişimi, ilginç çıkışları, bazen küsüp, bazen barışması vs. kimileri için normal, kimileri için garip, kimileri için şaşırtıcı, kimilerinin umurunda değil ve kimileri ise bihaber. Çıkış yaptığı yıllardan bu güne kadarki her yazısı, makalesi, röportajı, açıklaması, hatta şarkısında bile bu ciddi farkı görmemek için kör olmak gerekiyor sanırım.

Şarkısında bile diyorum çünkü korkma bağır gibi radikal bir çıkıştan kına yolladım yaksana gibi bir lümpen düşüşe şahit olduk. Tahiri ( tahir elçi) öldüren devlet değil devletsizliktir diyen selehattin demirtaşı hepiniz hatırlıyorsunuzdur. Geldiğimiz noktada türkiye bizim soyadımızdır diyen selehattin demirtaşı tanıyabiliyor musunuz? Selehattin bey recep tayip erdoğanın bayram pankartlarından esinlenmiş olacak ki ketılından son paylaştığı yazının sonuna bu ifadeyi kullanmış. İran - İsrail çatışmaları üzerine katil ve işgalci iran devletini az buçuk haksızlık yapmakla eleştiren, İsrail devletini de ortadoğudaki (yegane) emperyal güç olmakla suçlayan bir giriş yapmış sayın selehattin demirtaş. Devamında ise apdullah öcalanın 27 şubat tarihinde Kürt halkını verdiği hakikat ve özgürlük mücadelesinden dolayı suçlayan hatta yer yer aşağılayan çağrısını destekleyerek devam etmiş.

Devlet bahçeliden de etkilenmiş olsa gerek ki feraset gibi kelimeler de kullanmaya başlamış. Güçlendirmeye çalıştığı iç cephe, Kobaniye işid saldırısı zirve noktaya çıktığında, kendisinin Kobaniye adeta can suyu olan çağrısını bahane ederek onu ve diğer arkadaşlarını yıllardır esir almışken, sanki bunların hiçbirisi yaşanmamış hatta bahsettiği cephe tarafından sahiplenmiş gibi bir hali var. Suçsuz olan Seçilmiş Kürt belediyelerinin başkanlarının üzerindeki yargılamaların tümüyle kaldırılmasını söylemesi gerekirken sayın selehattin demirtaş tutuksuz yargılanmaları gerektiğini söylüyor.

E yahu neden yargılansınlar bu insanlar? Kürt olmak suç mu? Sorusunu sormadan edemiyor insan. Tabi t.c. devletine ve anayasasını, kanunlarını tümüyle doğru bulan, ve buna sımsıkı bağlı herhangi birine göre suç. Bir yandan da acaba bunu Ekrem imamoğlu ve diğer chp li belediye başkanları için mi söyledi gibi bir soruda geliyor akla. Ayrıca Emperyalizmin bin kazanmadan bir vermeyeceğine özellikle değiniyor. Çok doğru ama eksik. Her emperyalist için aynı şey geçerli değildir. Kürdistan üzerinde yüzyıllardır işgalci güç olan emperyalist devletler milyon kazandılar ama bir vermediler. Gerçi siz o devletlere işgalci bile diyemiyorsunuz.

Yüzlerce yıldır Kürt halkını çoluk, çocuk, genç, yaşlı demeden katleden, çocuğun gözü önünde idam eden, işkenceler eden, toplu katliamlara uğratan İran devletine bile “yurttaşlarına haksızlık yapıyor” diyorsunuz. Elbette Filistinlilere yaptığı zulüm ile tarih sahnesinde bir gün hesap verecek olan İsrail devletinin emperyalist bir güç olarak orta doğudaki ateşe benzin dökmediğini iddia etmiyorum. Ama ne demişler yiğidi öldür hakkını yeme. Orta doğuda İrandan daha emperyalist bir güç var mıdır tartışılır. Varsa da o da bir diğer komşu ülkesidir (Adı lazım değil).

İşin en ironik kısmı ise bu ülkede sürekli olarak düşman değil adeta bir dünyanın en zararlı virüsüymüş gibi görülen Kürtlerin, kendilerine yapılan ve halen yapılmaya devam edilen zulmü unutup ortak bir halk gücüne dönüşmesini umuyor hatta bu meseleyi bir iç sorunmuş gibi yansıtıyorsunuz. Belki unutmuşsunuzdur hatırlatmakta fayda var.

Türkiyenin bir iç sorunu yok fakat Kürdistanın çok büyük bir iç sorunu var. Birbirini bir kaşık suda boğabilecek Kürdistanın farklı partileri ve tarafları kendilerine o kadar düşmanlaşmış ki asıl düşmanı göremeyecek hale gelmiş. Hatta bazıları tarihte her zaman cesaret ve onurlu duruşlarıyla hatırlanacak olan büyük liderleri judenratlaşmakla suçladı vs. vs. Bu saydıklarıma rağmen siz halen soyadımız Türkiyedir diyorsanız eğer soyadınız size hayırlı olsun. Bizim adımız halen “Gulê soyadımız ise “nadim malê dinê” dir.

Belki bu yazıyı okuyanlar “ ulan sen kimsin necisin” diye bir soru soracak olurlarsa; ben, kendisini temsil etmeyen kararlar alınmaya, iç edilmeye çalışılan sıradan Kürdistanlı bir yurtseverim.