top of page

KURDISTAN: BİLİNCİN DEVLETİ

-------------Platon’un Adaletinden Dijital Çağın Ahlâkına Uzanan Bir Uyanış-----

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------


ree

Yazan : Zanyar ALTUN


Devlet, insan ruhunun yeryüzündeki biçimidir. Platon bunu anlatırken şehri değil, insanı tarif ediyordu. Denge içindeki ruh, adaletli bir şehir kurar; adaletli bir şehir, bilge bir ruhu büyütür. Bu nedenle, bir halkın kaderi yalnızca sınırlarında değil, bilincinin derinliğinde yazılır.


Kürt halkı için tarih boyunca asıl mesele sadece devlet kurmak değil, devletin ruhunu koruyacak ve milletin sürekliliğini sağlayacak bilinci de yaşatmak olmuştur. Çünkü Kürtler, Guti, Med, Mitanni ve Magi gelenekleriyle, devleti insanla doğa, yasa ile vicdan arasında kurulmuş bir ahenk olarak gören bir halktır. Onların adalet anlayışı, toprağa ve güneşe aynı saygıyı duyan bir bilgelikten doğdu. Fakat çağlar değişti; sanayi devrimi ruhu buharla karıştırdı, bilgi sermayeye dönüştü, sermaye bilinci unuttu. Kürtler bilgeliklerini korudular ama modern dünyanın dili olan kapital ve teknolojiyle kendi hikâyelerini yeniden yazamadılar.


Artık o hikâye, Kürdistan’ın hikâyesi olarak yeniden yazılmalıdır. Çünkü insanlık, artık yalnızca makineyle değil, kendi bilinciyle yarışıyor. Bir ulus, bilincini sermayeyle, sermayesini etikle, ahlâkını da teknolojiyle dengeleyebildiği ölçüde var olur. Kapital yalnızca para değildir; bilincin enerjisidir. Onu erdemle yöneten milletler medeniyet kurar, kör arzuyla kullananlar ise hafızasını kaybeder. Bu yüzden Kürtler için mesele, geçmişteki gibi yalnızca devlet kurmak değil, Kürdistan’ın sürekliliğini sağlayacak ekonomik, teknolojik ve kültürel omurgayı da yeniden inşa etmektir.


Bir devletin merkez bankası yalnızca sayılarla uğraşmaz; o, bir halkın zekâ dolaşımını düzenler. Ar-Ge laboratuvarları, veri merkezleri, yapay zekâ sistemleri, bunların her biri modern Kürdistan’ın tapınaklarıdır. Buralarda artık altın değil, bilgi işlenir; servet değil, bilinç üretilir. Bir Kürt genci kendi dilinde kod yazdığında, bir kadın güneş enerjisiyle çalışan bir sistem tasarladığında, bir çocuk yapay zekâya “rojbaş” dediğinde, o an Kürdistan Devleti’nin kalbi yeniden atar. Çünkü devlet, yaşayan bir organizmadır; kalbi bilgelikle, damarları üretimle, sinirleri teknolojiyle işler.


Bu çağda savaşlar tankla değil, veriyle kazanılır; diplomasi hamasetle değil, bilgiyle kurulur. Kürdistan’ın geleceği artık petrol değil, zekâ sermayesidir. Ve bu sermaye yalnızca ekonomi değil, Kürdistan’ın ruhudur. Bir ulus, ekonomik bağımsızlığını kazanmadan kültürel bağımsızlığını koruyamaz. Bu nedenle Kürdistan devleti, etik ekonomiyi, inovasyonu ve dijital egemenliği aynı çatı altında birleştirmek zorundadır.


Platon’un “bilgeler yönetmezse, adalet gölgede kalır” sözü bugün Kürdistan için geçerlidir. Fakat bilgeler artık saraylarda değil, laboratuvarlarda, dijital ağlarda, üretim zeminlerinde yaşıyor. Adaletin yeni biçimi veriye gömülüdür; ama o veriyi yönlendiren bilinç, insan kalbinden doğmak zorundadır. Çünkü teknoloji büyüyebilir ama ahlâk üretmez. Kürdistan’ın büyüklüğü, verisinin hacmiyle değil, vicdanının derinliğiyle ölçülmelidir.


Ve bugün Kürt gençliğine düşen görev tam da budur: tarihten alınan bilgeliği geleceğin diliyle yeniden söylemek. Her düşünce bir tohumdur; her fikir bir yapı taşı. Her bir bilinç kıvılcımı, bağımsız Kürdistan’ın yeni devletinin harcıdır. Devlet dışarıda kurulmaz, içeride doğar. O, milletin kendi bilincinde şekillenen, ahlâkla yoğrulmuş bir iradedir.


Bir halk, geçmişine gömülmeden geleceğe uzanabiliyorsa, işte o zaman ebedidir. Kürtlerin yeni çağdaki görevi, bilinci kapitalle, kapitali teknolojiyle, teknolojiyi ahlâkla birleştirmektir. Çünkü adalet yalnızca mahkeme salonlarında değil, fikirlerde, üretimlerde, kodlarda yaşar. Ve her bilinçli üretim, Kürdistan’ın varlığını bir asır daha ileri taşır.


Devlet, bilincin bedeni; kapital, onun kanı; merkez bankası, kalbidir. Bu kalp adaletle attığında, Kürdistan’ın sesi çağlar boyunca yankılanır. Ey genç Kürt, devlet senin dışında kurulmayacak senin bilincinde doğacak. Çünkü Kürdistan, yalnızca bir toprak değil, taşıdığın zekânın, kurduğun bilincin ve koruduğun onurun adıdır.

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page